3 Kasım’da Düzce’nin Gümüşova ilçesi Yeni Mahallesi’nde Düzce Müftülüğü’nde sürücü olarak çalışan Yusuf Yavuz ormandan topladığı mantarları konuta getirdi. Eşi Emine Yavuz, akşam saatlerinde 2 mantarı çiğ olarak yedi ve uyudu. Sonraki sabah ise kahvaltıda da yedikten sonra öğle saat 12.00 civarında eşi ve gelini birlikte mantarları kızartarak yedi. Birebir gün saat 15.00 civarlarında Emine Yavuz kusmaya başlayınca üçü birlikte Düzce Atatürk Devlet Hastanesi’ne gitti. Emine ve Yusuf çifti geceyi hastanede geçirirken gelinlerinin ise durumunun düzgün olduğu belirtilerek konuta gönderildi. Tekrar kötüleşen Tuğba Yavuz, ambulansla akşam hastaneye kaldırıldı. Düzce Atatürk Devlet Hastanesi’nde 2 gün tedavi gören aile 5 Kasım’da Başakşehir Çam ve Sakura Kent Hastanesi’ne sevk edildi. Burada 2 gün ağır bakımda tedavi gören Yusuf ve Emine Yavuz çifti dün hayatını kaybetti. Başakşehir Çam ve Sakura Kent Hastanesi’nde ağır bakımda olan Tuğba Yavuz’un ise mantar nedeniyle karaciğer yetmezliği başladı. Yavuz’un kız kardeşinden karaciğer nakli gerçekleştirilmesi için uygun vakit beklendiği öğrenildi.
“KARDEŞİMDEN MANTARIN FOTOĞRAFINI İSTEDİM, ‘GÖZÜM TUTMADI’ DEDİM”
İkiz kardeşi vefat eden Esma Kaygılı, eniştesinin sık sık mantar yediğini ve mantar tiplerinden anladığını belirterek, “Eniştem, ‘mantar gözüme çok hoş gözüktü’ demiş. O denli olmasa o mantarı yer miydi? Yenecek bir mantar değildi. Sık sık mantar yerdi ancak bildiği mantarı yerdi. Bu mantar yenecek bir mantar değildi. Mantardan anlardı lakin bunu nasıl yediğini bilemiyorum. Bunu yememesi lazımdı. Kardeşim kocasına güvenirdi. Beni aradı, ‘iki mantarı çiğ yedim, 3 adedini kavurdum yedim’ dedi. Ben de kendisine mantarın fotoğrafını atmasını söyledim. Mantarı görünce kardeşime, ‘mantarı hiç gözüm tutmadı, yemeyin’ dedim fakat o vakte kadar yemişlerdi. Bu mantarın zehirli olduğunu biliyoruz. Bunu herkes bilir. Yolda gördüğümüz vakit ayağımızla ezerdik zehir olduğu için” dedi.
“HAVA İSTEDİ LAVABOYA GÖTÜRDÜM, KÖTÜLEŞTİ YERE DÜŞTÜ ÖLDÜ”
Dertli, “Düzce’de hastanede mide bulantısı ilacı verdiler, serum taktılar. Gelini sevk edilmelerini istedi, sevk gerçekleşmeyince bu sefer eşi sonlandı, kriz geçirdi. Kardeşim kötüleşti, başının döndüğünü söyledi ve hava verilmesini istedi. Sonra ben onu lavaboya götürdüm, lavaboda kötüleşti kendini yere attı ve öldü. Çabucak bağırdım, 15-20 doktor geldi yoğun bakıma götürdüler. Tabipler hastanın üzerini çıkaracak vakitleri bile olmadığını söylediler diye konuştu.
“GELİNİMİZ İÇİN KARACİĞER NAKLİ GERÇEKLEŞTİRİLECEK”
Halası ve eniştesi vefat eden Hüseyin Kaya ise, “Eniştem mantarları toplayıp konuta getiriyor. Halam akşam birkaç adedini çiğ olarak yiyor. Sabah kalktığında kendini düzgün hissedince bu sefer kahvaltıda yiyor. Daha sonra öğleye yanlışsız gelini, eniştem üçü birlikte yiyorlar. Saat 15.00 civarında halam kusmaya başlıyor. Gelini denetim etmeye çıkıyor, onun âlâ olduğunu görüyor. Sonra üçü birlikte hastaneye gidiyorlar, eniştemin belirtileri de hastanede anlaşılıyor. Gelinin ise durumunun âlâ olduğunu belirtip meskene gönderiyorlar. Sabaha karşı, kötüleşince hastaneye gidiyorlar tekrar. Perşembe, cuma ve cumartesi günü yatarak tedavi görüyorlar. Cumartesi günü İstanbul’a sevk gerçekleşiyor” dedi. Kaya, “Gelinimiz de şu an karaciğer yetmezliği başladı. Karaciğer için kız kardeşi hastaneye yattı, şayet uygun ortam olursa, gelinimiz hazır olursa kardeşinden karaciğer nakli gerçekleşecek” tabirini kullandı.
TABAK DOLUSU MANTAR
Öte yandan ailenin yediği mantarın fotoğrafı ortaya çıktı. Tabak dolusu mantarın ‘Köygöçüren’ diye bilinen mantar çeşidi olduğu öğrenildi.
Köygöçüren mantarıyla ilgili ikazda bulunan Mikolog Jilber Barutçiyan, “50 gramı bile yetişkin bir insanın vefatına neden olabilir” dedi.
Barutçiyan, “Mantarları tanımıyorlarsa katiyetle toplamamalılar. Bu kişinin vefat nedeni yüzde 95 ihtimalle, çok bol ölçüde bulunan Köygöçüren mantarı olabilir. İştah açıcı imgesi olan bir mantardır. Zehirli ve yenebilen mantarları ayırmak için, hiçbir kısa yol yok. Etraftan duyacağınız bütün bilgiler yanlış. Hayvanlar yerse bizde yeriz mantığı büsbütün yanlış. Kimi hayvanlar dünyanın en ölümcül mantarını yiyebilirler fakat, insan için bu ölümcül olabilir. Mantarları bilimsel bir netlikle tanımlayıp, yeni bir kaynaktan yenilebilirliğini denetim etmeliyiz. Mantarın üremesi için ısı ve neme muhtaçlığı var. Yağmur yağması lazım muhakkak bir sıcaklık gerekiyor. Bu ortamlarda bilhassa ilkbahar ve sonbahar aylarında oluşuyor. Onun için sonbahar aylarında bu zehirlenme hadiseleri artıyor” diye konuştu.